30 Eylül 2011 Cuma

Müthiş bir ses: Katherine Jenkins




BİR KİLİSE KOROSUNDAN DÜNYA LİSTELERİNE
Batı’da ‘Classical Crossover’ diye adlandırılan ve pop ile klasiği birleştiren müzik türünden en çok albüm satan ve hızla yükselen isimlerinden biri. Albümleri aryalar, ağıtlar, popüler şarkılar ve klasik müzik eserlerinin bir karışımı.

GAL PRENSESİ 
Jenkins, Galler’de Neath’de doğdu. Derslerinde çok başarılıydı ama küçük yaştan itibaren piyano çalmakta ve şarkı söylemekte de özel becerileri olduğu anlaşıldı. 10 yaşından itibaren katedral şarkıcılığı eğitimi aldı ve Kilise koroları’nda şarkı söylemeye başladı. 90’lı yıllarda BBC Radyoları tarafından ilk kez Yılın En İyi Koro Şarkıcısı seçildi. 17 Yaşında Royal Academy of Music’te okumak için burs kazandı. Çalışkan ve disiplinli bir öğrenciydi. Ama daha sonra itiraf edeceği gibi arkadaşlarıyla birlikte kokain ve ectasy de kullandı. Şimdi bunları bir gençlik hatası olarak gördüğünü söylüyor. Foto model ve serbest müzik öretmeni olarak çalışırken bir güzellik yarışmasına girdi ve Galler’in Yüzü seçildi. Sene 2000’di. Artık bir müzik kariyeri için harekete geçebilirdi. Demosunu alıp Universal ile görüşmeye gitti. Görüşmede Rossini’nin “Una voce poco fa”sını söyledi. Hemen anlaşma imzalandı. Daha sonra Universal’in klasik müzik kayıt endüstrisinin gelmiş geçmiş en kârlı anlaşmasına imza attığı yazılacaktır. Haksız değillerdi. Jenkins’in, Universal çatısı altında çıkardığı altı albüm tam 4 milyon adet satışa ulaşacaktı.

PEŞ PEŞE REKORLAR
Listelerinde bir yıldız gibi parladı, kelimenin gerçek anlamıyla tarih yazmaya başladı. İlk albümünün satış rakamlarına göre bu kadar kısa sürede bu kadar çok satan bir mezzo soprano daha yoktu… Klasik müzik endüstrisinde aynı yıl içinde çıkardığı iki albümle bir numara olan ilk sanatçı oydu. Altı albümünün tümü de klasik müzik listelerinde bir numara olmayı başardı. Klasik müzik dalinda verilen BRIT Ödüllerini üst üste iki yıl boyunca kazanan ilk kadın sanatçı olmayı da başardı.

Jenkins’in Dolby Porton’un Vhitney Houston tarafından da yorumlanan ünlü “I will always love you” şarkısını İtalyanca söylediği versiyonu (L’Amore Sei Tu) üçüncü albumu “Living A Dream’da yer aldı ve albüm klasik müzik listelerinde neredeyse bir yıl boyunca zirvede kalmayı başardı. Pop albüm listelerinde ise dördüncü sıraya kadar çıktı ve BRIT Ödüllerin bir kez daha Yılın Albümü seçildi. Dördüncü albümü “Serenade” 2006’da çıktı ve ilk haftasında 50 bin satarak klasik müzik türünde yeni bir rekora daha imza attı. Take “That” den Gary Barlıw’un yazdığı şarkıların da bulunduğu 2007 tarihli “Rejoice” adlı beşinci albümü, pop mizik listelerine üç numaradan girmeyi ve Spice Girls’i sollamıyı başardı. Jenkins, “Genç bir kızken Spice Girls’i radyoda dinlediğim yıllarda onlardan daha fazla satacağımı hayal bile edemezdim” diyebilen bir sanatçı.

KLASİK VE POP
Jenkins artık klasik müzik etiketinden çıkmış, ‘Classical Crossover’ denen pop ile klasiğin buluştuğu bir alana dahil olmuştu. Müzik endüstrisinin 60’lı yıllarda keşfettiği bu kategori, klasik müzik eserlerinin satışlarını kat be kat aşıp pop listelerine giren eserlerin ortaya çıkmasıyla oluşmuştu. 2008’de ‘Sacred Arias’ albümünü yayınladı. Bu onun Universal ile son çalışması oldu. Albümün çıkmasından bir gön önce The Daily Telegraph Gazetesi Jenkins’in 10 Milyon dolara Warner Music ile klasik müzik endüstrisi tarihinin en iyi anlaşmasını yaptığını yazıyordu.

YENİ ALBÜM YENİ YOL
Jenkins yeni albümü ‘Believe’i 26 Ekim 2009’da çıkardı. Albümde Jenkins’e Anrea Bocelli, Andre Rieu ve Chris Botti gibi ünlü müzisyenler eşlik etti. Eleştirmenler albümü Jenkins’in müzik hayatındaki yeni bir dönemin başlangıcı olarak gördüklerini belirttiler. Özellikle şarkı seçimi ve müzikal açıdan övülen Jenkins yapımcı Davit Foster’la yaptığı işbirliğinin uzun vadede çok iyi bir sonuç vereceğini yazdı. Jenkins şimdi daha büyük oynuyor ve bana göre yeni bir Sarah Brightman olmaya hazırlanmakla kalmıyor hedefi Celine Dion, Whitney Houston, Barbra Streisand çapında bir büyük stara dönüşüyor…

Minik bir not: Katherine Jenkins, aldığı ödüllerin tümünü genç yaşta kaybettiği babasına adıyor…

Kasetini mutlaka alın derim…

Saygılar…

Ucnokta…


http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/2011/08/10/katherine-jenkins/

26 Eylül 2011 Pazartesi

KULAĞINI ÇINLATTIM!..


KULAĞINI ÇINLATTIM!..

Efkârımın sebebi çatılmış kaşlarında;
Senden kalan ne varsa gecelere anlattım…
Bırakıp hayalini kaldırım taşlarında;
Resmine baka baka kulağını çınlattım…

Veda vakti dilimde söylenmemiş tek hece;
Sanki umut var diyor gözündeki bilmece;
Sayende alev alev aydınlandı son gece;
Bu şehri yaka yaka kulağını çınlattım…

Kanatlan yüreğimden yalvarırım uç artık;
Seni sevmek günahım özlemekse suç artık;
Hasret çekmek eziyet buluşmamız güç artık;
Gözlerden aka aka kulağını çınlattım…

Hiç gördün mü güzelim hani sensiz gülerken;
Bilmem neye şükrettin ben hep seni dilerken;
Adını yüreğimden usul usul silerken;
 Dişimi sıka sıka kulağını çınlattım…

Keyfimden içiyorum ne gam kaldı ne tasa;
Şenlenir bir büyükle oturduğum şu masa;
Unuttum sanma seni tövbe de aman haşa;
Canımdan bıka bıka kulağını çınlattım… 


Ali ALTINLI – 24 Eylül 2011

http://www.edebiyatdefteri.com/siir/516677/kulagini-cinlattim--.html


18 Eylül 2011 Pazar

Sandunga, Kalbimin Annesi...

Sandunga, Meksika'da yaşamış bir kadının, bir "annenin" adı.

Annesi Sandunga'yı kaybeden evladın feryadının şarkısı da diyebiliriz bu İspanyolca şarkıya... Tıpkı, şarkıda sık sık tekrarlanan şu mısra gibi:


"Sandunga, mamá de mi corazón"

yani:


Sandunga, kalbimin annesi... 

 Bir ekşi sözlük yazarı şöyle yazmış bu şarkı hakkında:

"Dün geceden beri, defaatle dinlediğim ve her seferinde önce derin bir hüzünle ruhuma işleyip, sonra da ruhumdan sökülen şarkı... nasıl bu derece hüzünlü, acılı ve bir o kadar da şefkatli olabilir diye düşünmüştüm gece boyunca...

-bir sevgiliye verilen ayrılık öpücüğü, bu şarkı olmalı...

-bir evladı, askere gönderirken bu şarkı dinlenmeli...

- uyuyakalmış bir dostun üstü bu şarkıyla örtülmeli,

diye bir kaç şey düşünmüşken, "annenin ölümü", geçmemişti aklımdan, bu şarkının annenin ölümüne ağıt olduğunu öğrenmek sadece perişan etti, sabah sabah ofisin ortasında bilgisayarın karşısında gözyaşlarına boğdu, bir akordeonun açılışı gibi yırttı ruhumda bir şeyleri... ağzımdan şu sözler döküldü sonra:

-tanrım, annemi bana bağışla, bu şarkıyı bana söyletmeden onunla çok daha uzun ve mutlu yıllar geçirmeme müsade et..." 

Şarkının hikayesine de vakıf olunca, şarkı daha da bir anlam kazanıyor haliyle....

İşte, Lila Downs'ın sesinden o güzel ve dokunaklı şarkı; Sandunga: